LAVİNİA: ŞİİRİN VE KARŞILIKSIZ AŞKIN ESRARI...

İzin dönüşü, çok sevdiğim arkadaşım Selin'le karşılaşıyoruz bu sabah. Birbirimizin hâlini hatırını sorup kısaca hoş beş ettikten sonra, arkadaşım çantasından çıkardığı dört adet kartı uzatarak içinden birini çekmemi istiyor. Usuldendir, kartlar karılmadan dağıtılmaz ustasınca. Niyet alınır, soru sorulur. Ardından sorunun çözümü için mesajı alınmak üzere çekilir usulca. Karılmadıysa  kartlar, sistemin bir bildiği vardır deyip geleni karşılıyorum ustamın izini sürerek. Geleni kabule geçip dağıtana, taşıyana, aktarana, alana  ve gönderene usulüne uygun şükranlarımı sunup bakışlarımı çeviriyorum arkadaşımın eline. Bu deste dört karttan ibaret. Gelecek mesaj kısa ve net olacak. Aktaracağı  mesajı almak üzere  saygıyla uzanıyorum gönülden  gönülle, elden ele ve nihayetinde bir kapı eşiğinde  bana taşınana.

Sevgili arkadaşım, hizaladığı kartların arasına,  Cafe Lavinia tarafından dağıtıldığı sözünü de ekleyip Lavinia'yı da kartlarla hizalıyor aynı anda karşımda. Kartlarla farkındalık oyunları oynamayı seven biri olarak heyecanlandırıyor bu gelişigüzel başlayan oyun. Kartlar ve Lavinia. Selin ve ben. Farkındalık ve oyun. Hepimiz birlikte bir oyunun parçası oluyoruz sabahın bu vaktinde. Sevgiyle birlikte hepimiz ayrı ayrı  noktalardan hiza alıyoruz.  Son bir kaç yılını kartlarla haşır neşir geçiren sıklıkla farkındalık ve bilinçaltı okumaları yapan biri olarak içimden niyet belirliyorum kapı eşiğinde hemen. Kartlar, Lavinia, birde  3 rakamı bana hangi eşiği atlatacak acaba? İç sesimle konuşurken uzanıyorum  elde tutulan 3. sıradaki karta.


Şiir tadında karşılanırken sabah sabah, genç kızlığımın aşkı Özdemir Asaf’ın şiirler yazdığı kadın Lavinia, şairin yerine not düşülmüş kartın altına. Hayali aşkımın yerini almakta neyin nesi. Ah be Lavinia sabah sabah tarihten sıyrılıp ne demeye geldin bugün kapıma. Getirdiğin  mesajla beni nerelere taşıyacaksın  hele de bakalım. Sessizce sohbete başlıyorum elimdeki kart aracılığıyla adına şiirler yazdırtan kadınla.

Kartın kapalı yüzünün ardında, Özdemir Asaf’a ait olduğunu sonradan öğrendiğim Sana Bir Şiirler Olmuş Sevgilim adlı şiirinden bir dörtlükle karşılaşıyorum:

"Sana bir şiirler olmuş sevgilim
Yüzün, gözün söz içinde,
Hangi imla kitabına baksam
"Ben"den ayrı yazılıyorsun..."

                                           Lavinia

Özdemir Asaf’tan dolayı Lavinia’ya gıcığım az biraz. Kıskançlığım mı tuttu ne, Lavinia’dan akanı ayraç yapıyorum elimdeki kitaba. Nasibime düşeni anlamadan Özdemir Asaf’ı düşünmem de yaşadığım hayali aşktan olsa gerek. Gizli gizli araştırıyorum Lavinia da kimdir, nedir, necidir bu kadın? Karşılık vermiş mi Özdemir Asaf’a? Garip bir hasetlikle merak ediyorum aşkımın aşkı olan kadını. Arka planda sorular fink atıyor kafatasım içinde yer alan nöron ağlarında. Selin’den karta, karttan Lavinia’ya, Lavinia’dan Özdemir Asaf’a... Bir örümcek ağı gibi sarıveriyor her yanı aşk. Hafiften hafiften önce bu adın anlamını, sonra hikâyesini araştırırken yakalıyorum kendimi. Aşkı karşılık bulmamış Lavinia'da Özdemir Asaf'ın. Bu karşılık bulamama hali içten içe mutlu ediyor beni. “Oh olsun sana Özdemir Asaf, oh olsun sana!” diye nöron ağlarım arasında kelimelerimi seyahat ettiriyorum. Her şeyin bir enerjiden ibaret olduğunu söylüyor kuantum; sana da  erişmiştir enerjiden ibaretsen eğer, oh canıma değsin kelimesini ardı ardına  yolluyorum  bulunduğu katmana. Beni beklemeden bir başka çağda doğmak yetmezmiş gibi bir de sen git, âşık ol o ay yüzlü, zarifliğiyle anılan ölüm çiçeğine! Ölüm çiçeğine âşık olursan, öyle şiirlerde mahpus kalır aşkın. “Oh olsun sana, oh olsun...” diye diye hasedimden çatlarken bulduğum bu karşılıksız aşk hikâyesini bir gazete haberinden araklayıp paylaşayım sizlerle:


KARŞILIKSIZ AŞKIN HİKÂYESİ

Özdemir Asaf, Lavinia’yı okul yıllarında âşık olduğu bir kız için yazar. Aşkı platoniktir. Lavinia, Asaf’ın karşılıksız aşkını anlatır. Asaf, şiirini daha sonra bir yarışmaya gönderir ve derece alır. Birinciliğe layık görülen Lavinia, nihayetinde yaşayan bir şiirdir…

Bundan sonrası için şöyle bir rivayet var: Sonuçlar açıklandığı sırada Asaf’tan, Lavinia’yı kürsüde okuması istenir. Bu teklifi geri çevirmeyen Asaf, kürsüde şiirini okurken “Lavinia” diye seslendiği platonik aşkı da salondaki misafirler arasındadır ve Lavinia salonu terk eder. Kalbi bin parçaya dağılan Asaf, Lavinia’yı hapsettiği şiirinde bırakır ve ona asla duygularını açmaz…


LAVİNİA ASLINDA KİM?

Asaf’ın tutkulu aşkı Lavinia, Mevhibe Meziyet Beyat’tır. Asaf’ın aşkı gerçekten de karşılıksızdır. Çünkü Mevhibe’nin gönlünde ressam olan hocası Edip Hakkı Köseoğlu vardır. Hikâyenin bir yerinde gazeteci İlhan Selçuk’un adı da geçer Mevhibe için. Ancak o yıllarda Selçuk öylesine hızlı bir hayat yaşıyordur ki, o da Mevhibe’ye göre biri değildir.

Daha pek çok hikâyenin kahramanı olan Mevhibe, sonunda oyuncu Öztürk Serengil ile evlenir. Ancak onunla da uzun soluklu bir evlilik yürütemez…

Mevhibe, göründüğü üzere çevresinde dikkat çeken, güzelliği dillere destan, ilk bakışta gözden kaçırılmayacak kadar özel bir kadınmış. Yakın dostlarından Melda Kaptana, bir yandan da Mevhibe için şöyle bir açıklama getirmiş:

“Öylesine özel ve farklı bir kadındı ki, kitap yazsanız yetmez.”

Mevhibe’ye duyulan bu ilginin sadece güzelliği için olmadığını ise şöyle dile getirmiş:

“Korkunç bir sezgi gücü vardı Mevhibe’nin. Yüzünüze bakar bakmaz sizi tanır, anlar, ruhunuzun en derin köşelerine kadar kavrardı. Küçücük bir bakıştan, mimikten, jestten tüm karakter haritanızı çıkarabilirdi. Özdemir Asaf bu yüzden ona ‘Öldürmekten daha beter anlıyorsun insanı’ demişti. Çok keskin gözleri vardı.”

 

Bazen karşılıksız diye iç yakan duygularımız, nasıl da nicesinden değerli değil mi? O zaman kapanışı da şiirin tamamıyla yapalım. Onu okumadan olmaz…

Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun, ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim.
Sen de bilme, Lavinia.

Bu bilgileri meraklılarına sunan yazar Duygu Karakuş’a şükranlarımı sunup, Lavinia ile Özdemir Asaf’tan; Özdemir Asaf ile kendi hayalimde yaşanan karşılıksız aşk hikâyesinden ayrılıp, bulunduğum tarihe gerisin geri dönüyorum. Özdemir Asaf'ın bir şiiri ile kapatayım açtığım sayfayı.

Çok küçük bir yalanı
Çok büyük bir orantıda
Dinlediniz mi.
Çok büyük bir yalanı
Çok yalın bir doğrultuda
Söylediniz mi.
Gecikmiş bir gizlemi,
Birikmiş bir özlemi
Sakladınız mı...

           


Günay AKBAYIN YİĞİT

30 Haziran 2025

Kendime ve Okura Not :

Karşılıksız Aşk Hikâyesi, 12.06.2019 tarihinde En Son Haber'de Duygu Karakuş tarafından yazılmış olup, internet yayınından alıntı yapılmıştır.

Elimde duran kartta yazan adrese gidip  arkadaşımla birlikte bir bardak çay eşliğinde şiir yudumlamanın keyfine varmak istiyorum bir daha. Şiir dağıtan canlara da  teşekkür etmek ayrıca boynumun borcu oldu artık. Şiir tadında kartlarla yüzüme gözüme söz ekleyip kelimelerle yolculuğa çıkardıkları için şükranlarımı bizzat sunma  kararı veriyorum adına şiir yazılan Lavinia'ya.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİYAH BEYAZ BİR FOTOGRAF KARESİ

ÜSKÜDAR'A GİDERİKEN...

CEMRELER DÜŞMEDEN ÖNCE...