TAN KIZILLIĞINDA ÖZGÜRLÜK...
Uykulu gözlerle gökyüzündeki kızıllığı izlemekteyim. Gözlerim bulutlarlarla parelel saat 05.05"i göstermekte. Özgürlük iki ile çarpılmış gibi oldukça yüksek bir pencereden gökyüzüne kanat açıp uçmaktayım. Daha bir kaç saat önce yeryüzünün sağlamlığını hissederken şimdi kuşlara özenen bir mucidin düşüncesinin içinde sanki yere basmışçasına sorgulamadan, boşluğun üstünde , gönül rahatlığı ile oturmaktayım. Yok arkadaş yok bu bir yanılsama olmalı. Daha dün bulutlara bakıp kimseyi gözetmeksizin ağlamalarına gıpta eden ben, bugün o bulutların kardeşliğinde gökyüzünün tan kızıllığında seyirdeyim. Boşlukta oturup güven halinde yol almaktayım gökyüzünde. Ne garip! Oysa ki insanoğlu denilen varlık sağlamlık arar durduğu yerde. Boşlukta demirden bir kuşun bağrında uyuyanlar var birde. Uykulu gözlerle uykuya teslim olmuş gözlerin üzerinden eğilip şafağı müjdeleyen kızıllığın seyrinin keyfi ise bir başka. Yan koltuktaki kadın beş yıldızlı ...