SUSLU PUSLU HAVALAR...
Kapalı havalar ruhuma kasvet ekler canımı sıkar nedense. Ruhum ışığa hasret demek ki. Geçmiş yaşamımız var mıdır acaba? Diye sorguluyorum bazen. Bu geçmiş yaşam düşüncesine İtalya'nın Sardinya adasına gittiğim de takmıştım kafayı bana gelen hisler sebebi ile. Ne oluyor? Neler oluyordu? Deniz, güneş, kum, makarna, pizza, sevdiklerimle birlikte tatil yapmak, sınırların dışına çıkmak, dalgaların sesi, sularla çevrili yalnızlık ve bir adaya düşersen yanına alacağın üç şey söylencesi adına çıktığım bu yolculuk heyecan katmıştı tekdüze hayatıma. Ada bizleri karşılarken dolambaçlı yollardan geçirip, zifiri karanlık ve inanılmaz bir sessizliği eşlikçimiz yapmıştı. Karanlık bir gecede sessizlik içinde yol alınmaz gibi görünse de sonlanmıştı nihayet. Bilmediğimiz bir dilde konuşuyordu konaklayacağımız otelin sorumlusu. Otel odasına vardığımda korku ile karışık bir yorgunluk anlam veremediğim bir esaret duygusu kapladı her bir hücremi, ardından gelen günler bu esareti...